Mordoğan'ı bilirmisiniz?
Urla'dan Karaburun'a giderken geçtiğiniz bu balıkçı kasabası, yarım adanın en güzel yerlerinden biridir. Kendi içindeki iki limanı, çevresindeki tertemiz denize sahip koyları ile müdavimlerinin çok iyi bildiği, vazgeçemediği bir tatil beldesidir.
Çok güzel ve rahat bir yoldan geçerek, güneşin mor doğuşundan adını alan bu beldeye geldiğinizde ve kalacak bir yer aradığınızda, (bir süre sonra), seçeneklerinizin kısıtlı olduğunu anlarsınız. Diğer turistik - kalabalık tatil yerlerine benzemez Mordoğan. Burada hala doğal bir hayat hüküm sürer. Her köşe başında izbe bir pansiyon, itiş-kakış bir kalabalık yoktur.
Bu blog size, Mordoğan'daki KARDELEN Pansiyon'u tanıtmak için yapıldı. (Hem de gönüllü olarak, bir pansiyon müşterisi tarafından). Yani, İstanbul'un kargaşasından kaçıp başını dinlemek isteyen, bir şey pazarlamanın peşinde olmayan, sadece kalacak sakin, temiz, güvenli ve makul fiyatlı bir yer arayan biri yazıyor bu satırları.
Mordoğan'ı hiç bilmeyenler için Kardelen pasiyonu bulması kolay değil. Aslında limanın tam ortasında ve denize 20 metre uzaklıkta. Odaları yandan da deniz görüyor. Fakat sahil caddesinden otomobil ile geçerken 263 numaralı sokağın hemen başında duran Kardelen pansiyon okunu görmek için yavaşlamalı ve dikkatli olmalısınız. Ben en iyisi size bir harita ve bir resim vereyim, daha kolay bulmanız için.
Burası 10 odalı küçük bir pansiyon. İşletmecisi Yüksel bey, yaklaşık 10 yıllık bu pansiyonun Mordoğan'ın en eski pansiyonu olduğunu söylüyor. Kendisi tecrübeli, anlayışlı bir insan. Artık kim neden hoşlanır, neden hoşlanmaz çok iyi biliyor. Huzursuzluk yaratacak insanları kabul etmiyor. Dolayısıyla burada hepimizin bıktığı açgözlü bir turistik tesis havası yok. Lüks odaları da yok Kardelen pansiyonun... Temiz yatak, sıcak su ve klima. Çevredeki Otel-Motel'lerden çok daha makul fiyatlar. Odalar ve fiyatlar sayfalarında resimleri, fiyatları görün ve kendiniz karar verin.
Akşam yemeklerini yiyebileceğiniz bir çok restoran var etrafta fakat dilerseniz Kardelen pansiyonda da yiyebilirsiniz akşam yemeğinizi. Üstelik yemeğinizi pansiyonda yerseniz, içkinizi dışarıdan alıp getirebiliyorsunuz. Buzlar, bedava. (Kardelen pansiyon içki satmıyor.) Sadece makul bir yemek parası veriyorsunuz. Ben geldiğimde av sezonu bittiği için çok balık yoktu, yine de iyi balığı size Yüksel bey bulabilir. Ama istiyorsanız, sabahtan söylemeniz ve para bırakmanız lazım, çünkü sabah iskeledeki balık mezatına gidiyor. Siz de gidebilirsiniz. Mezatta restoranlar yüksek fiyatlarla balığı kapatıyorlar, ancak hafta arası günlerde aradan sıyrılıp iyi balık alabilirsiniz. Ya da, balıkçıdan aldığınız balıkları hemen yanındaki pişirici'de 5 TL'den pişirtebilirsiniz. Ama pişiricilerin oturacak yerlerinin çok az olduğunu da belirteyim.
Benim gibi rakıyı, balığı, muhabbeti seven bir insansanız, Yüksel bey'in ilginç arkadaşları ile komik maceralarını dinleyip, eğlenebilirsiniz. Tanımadığı adam, görmediği olay kalmamış sanki. Yok kafa dinlemek istiyorsanız, odanıza çekilebilir ya da 20 metre ötedeki sahile kaçabilirsiniz. Burası bildiğimiz "turistik" bir işletmeden çok müdavimlerinin toplandığı mütevazi, sakin, rahat bir sığınağa benziyor. Sıkılan, uykusu gelen odasına çekilip yatıyor. (Bu arada... Yüksel bey ısrarla "yaz, burası aile pansiyonu" deyip duruyor). Tabiki, interneti var. Ama büyük hızlar bulmayı beklemeyin.
Mordoğan halk plajı sokağın başında, caddenin karşısında. Yani 20-25 mt. Limanın içinde yazın kalabalık olduğu söylenen küçük bir plaj var. Kolanızı, biranızı yan sokaktaki bakkaldan alabilirsiniz. Plajda şemsiye kiralayabilir, bunaldığınızda pansiyona kaçabilirsiniz. Arabanız varsa, çevrede denize girebileceğiniz çok sayıda koy, plaj var.
Mayıs başlarındayız. Sezon henüz başlamadığından Mordoğan'da bir sakinlik var. Plajın resimleri mi? Aşağıda:
Tabi ki, okulların kapanmasından hemen sonra bu sakinlik yerini kalabalığa bırakacak.
Eğlence isteyenler için Mordoğan'ın içinde bir kaç bar var. Hemen yandaki Ayı balığı koyunda gençleri cezbeden büyük bir "club" da bulunmakta. Bazen sesi Mordoğan'a kadar geliyormuş. Ardıç koyunda da bir plaj-klüp var. 3-5 km ötedeki Kaynarpınar'da balık yiyebilir, denize girebilirsiniz. Böylesine o kadar çok yer, koy var ki, saymak zor. Karaburun ise 20 km. Daha fazlasını isteyenler, bir saatlik bir yolu göze alıp Çeşme'ye gidebilir. Urla ise daha yakın, 45 dakika. Dilerseniz dağa çıkıp manzarayı seyredin, dilerseniz Alaçatı'ya gidip sörf yapın. Tercih sizin.
Mordoğan'da gecelerin nispeten serin olduğunu ve klimaya pek ihtiyaç duyulmadığını da ekleyeyim.
Şimdi... Madem buradasınız... Biraz Kardelen pansiyonda dolaşmaya, Yüksel beyle tanışmaya ne dersiniz?
Hoş geldiniz.